Bugün tarif yok, hatta uzun zamandır yok . Bugün dertleşme var ; yol alabilmek için , bana iyi geleceğini de düşündüğüm için yazmak istediğim birkaç satır.. Kendime terapi niyetine ..
Çünkü ;
Bu aralar kendimi çok sıkışmış hissediyorum.
Zaman azmış gibi ,yetmeyecekmiş gibi.
Bitirmem gerekenler, yapmak istediklerim , yanında bir de ağır basan günün öncelikleri var. Bir başlayabilsem gerisi de gelecek biliyorum , kendimi kapana sıkışmış gibi hissediyorum, kafamda yapılacaklar listesi bitmiyor ,bitmeden de yapmak istediklerime başlarsam kendimi tam veremeyeceğimi düşünüyorum. Hiç boşluk yok sanki hayatımda
''off çok canım sıkılıyor'' diyen herkesi kıskanıyorum, '' nasıl yani '' diyorum. ''gerçekten mi ? Olsun ,bu anında tadını çıkar, dur yani öyle bomboş , sadece öylece dur , kendini dinle..'' Benimse 10 dk. lık kahve zamanlarım dışında hayatım ,hep bir koşturmaca , hep bir yetiştirme telaşı içinde çok uzun zamandır . Bana en stres yapan ise zamanla yarışmak. Yaptığım en saçma şey de, bir boşluk oluştuğunda da hemen o boşluğu listede olmayan o an ya da yakın zaman da aklıma düşen başka bir meşguliyetle doldurmam . Bu beynimin düşünmeye vaktim olmaması için bana bir oyunu mu ? Onu da düşünmüyor da değilim ya neyse.
Önce diyorum fazlalıklardan bir kurtulayım kafam rahatlasın ,önümü göreyim, göreyim ki gerçekleştirmek için yanıp tutuştuğum o güzel bir kaç projemi yapabileyim..
Alya'nın oyuncaklar , kıyafetler, sonra asıl benim parti malzemeleri vs. sonra işten arta kalan her boşlukta pc başına geçer kendimi tamamen bloguma verir yazılarımı yazarım ,daha verimli olurum, bir köşeden başlıyorum.
Döne döne o fazlalıkların içinde turlar atıyorum; eliyorum ,vedalaşıyorum özellikle 2 yıldır dönem dönem kendimce sadeleşmeye çalışıyorum. Ciddi anlamda yol da aldım aslında ama vazgeçemediklerim var , anısı var dediklerim, bir de lazım olur dediklerim.. İşte zurnanın zırt dediği yer tam da burası!!! Lazım olur !..
Ve ben bu ayırma vedalaşma faslında en çok parti malzemelerini ayırırken zorlandığımı gördüm ,bir anlam da kendimle de yüzleştim. Kendime üzüldüm. Gerçekten çok üzüldüm. Fark ettim ki aslında vedalaşamama sebebim yıllarca verdiğim uğraş ; dükkan dükkan malzeme arayışlarım, kan ter içinde koşturmacalarım, yetiştirme çabalarım, çözüm yaratışlarım, olmayanı oldurmalarım, oldurmaya çalışmalarım , gece gündüz demeden kendimi unutarak uykusuz çalışmalarım, kendi kendime oluşum, ve ben o kaosta döner dururken kaçırdıklarım!! , şimdi fark ettiğim , o zaman fark edemediklerim!! Ve şimdi bakınca da bütün emeklerimin boşa olduğu hissi.. Herkesi mutlu etmeye çalışıp ta, iş dışında kimseyi mutlu edememem.. Günün sonunda da kimse kimseye madalya vermiyormuş, görüyorum .. Bu da çok acı bir his.
Onca yıl yaşanan iyi kötü tüm tecrübelerim cebimde elbette ..
Ama...
Ne çılgınlık diyorum hem pasta, hem ikramlar, hem komple parti ,tema belirleme, saatlerce pc başında çalışmalar, baskısı, afişi , davetiyesi , çiçeği , masa süslemesi... derken her detaya ben nasıl tek başıma yetişmişim ,nasıl yapmışım hayret ediyorum kendime , gerçekten delilik , gerçekten çılgınlıktan başka bir şey değilmiş.. Tebrik ediyorum kendimi hem çılgınlığımı, hem enerjimi.. 💗💗
Sonra işte böyle dalıp gidince o zaman ki halime de dışarıdan bakınca, kendime üzüldüm dedim ya hani, o üzülüşüme bile üzülüyorum, öyle manyakça bir his .. Göğsümün tam ortasında canımı acıtan bir his, sarıp sarmalayasım geliyor kendimi canım kendim diye. Artık gerçekten vedalaşıyorum , zaten çok uzun zamandır parti organizasyonu da yapmıyorum. Belki Alya'ya kullanırım dediğim bir iki detay dışında hepsini kutuladım.
Gerçekten olabildiğince minimalist bir yaşama geçebilmek istiyorum, dışarıdan her ne kadar öyle görünmesem de boğulduğumu hissediyorum bazen. Geçersem hafifleyeceğimi ,enerjimin yükseleceğini biliyorum. İşte o geçişin bir an önce olmasını istemek ve hemen yapamamaktan boğuluyorum. Bu haydi attım her şeyi, tüm fazlalıkları oldu bitti bir süreç değil benim için farkındayım. Sade bir yaşamı hayatıma tamamen adapte etmek acayip sancılı bir süreç, ciddi çaba sarf ediyorum.
ÇÜNKÜ..
Asıl vedalaşmam gereken iliklerime işlemiş bir '' ya lazım olursa'' detayı var, annemden bana çocukluktan gelen. ''atma kızım, yokluk olur , savaş olur, bulamazsın, o bile lazım olur'', ''dönüştürürsün'' ,'' başka bir işte kullanırsın '' .....................
Çünkü ona da yaşamın öğrettiği kavram bu; o yaşamış ,görmüş birçok şey , yeni gelin evini ,çeyizini , yaşadığı toprağı , ülkeyi, ailelerini her şeyi bırakıp bir bavulla yeni yaşam kurmuşlar, kolay değil zor bir süreç , varken yokluğu yaşamışlar babamla . Annem babamın yanına geldiğinde yemek için bir çatal bir kaşık bir tabak vardı, benim için birer tane daha gidip aldı o gün der anlatır, camlarda da perde yerine gazete kağıdı , bomboş bir ev.. O kadar yok yani o anda. Varken yok, nerden nereye , ve sonra ordan da nereye.. Annemi anlıyorum.. Hemen karar verip birşeyleri atamıyorum ya ,atamamamı da buna bağlıyorum çoğunlukla , ''lazım olur ''böyle işlenmişim çünkü.. Görgülü kuşlar gördüğünü işlermiş atasözü de tam da benim yani şu an.😬😅😍
Ama yol almaya devam ediyorum.
Bu anneden gelen lazım olur atma detayının yanı sıra ;
En fena olan başka bir şey daha var, ki bu asla annemle alakalı değil.
Bu ; çevre , tv, sosyal medya etkisi yüksek ihtimal olabilir, ama tamamen iç isteğim de olabilir. Evde her temizlik yapışımda farkediyorum ki, yahu diyorum ne kadar çok ama gerçekten ne kadar çok gereksiz eşyalar almışız hayatımıza , hepsi ayrı yük olmuş. İhtiyaç olmayan ,sadece beğendiğimiz ve o da bizim olsun dediğimiz ,o renk ,bu şekil, şu model.. her şey.. Ne saçma.. Şimdi yazarken hissediyorum da şu ne saçma deyişim bile bir ilerleme değil mi aslında ?.. Bu iyi bir şey.. Evet evet , aynen devam etmeliyim , pes etmek yok..
Bir de bir başka acı bir gerçek var ki,
Senden sonra zaten o eşyaların bir anlamı kalmıyor . Yakınların onların sana ne hissettirdiklerini bilmeden ,senin onlarda ne gördüğünü bilmeden, mecburen onlardan bir an önce kurtulmaya çalışacak.. Kural bu.. Dünya malı yani.. Yük.. Ne şimdi kendine ve ne de zamanına yük ol.. ne de senden sonra kalacaklara..
''Son bir yılda kullanmadığın ne varsa evden çıkar, demek ki lazım değil ''düşüncesi ile onları evden çıkacaklar arasına koyup (belki az bir süre daha bekletip🙈 ) gönderiyorum kendilerini 2 yıldır.. Bazılarını uygulamalarla, bazılarını kumbaralarla ,bazılarını da kimin işine yarayacaksa direkt teklif edip vererek.
Azalmaya hafiflemeye devam ederken de gidenlerin yerine yenilerini doldurmamaya çalışıyorum ,bu önemli , yoksa sadeleşmenin bir manası kalmıyor.
Bunun için de ,
Alışveriş yaparken istek mi ? ihtiyaç mı ? sorularını hayatıma dahil ediyorum, böylece düzen biraz daha iyi ilerliyor...
Kısaca ben 2022 biterken 2023 gelirken sadeleşmeyi öğreniyorum, bunun için ciddi çaba sarf ediyorum şipşak oldu bitti yapamadığım için boğuluyor gibi hissetsem de ilerliyorum, evet benim ki yavaş oluyor biraz ama oluyor..
Yeni yıla kadar hedef koydum hadi bakalım belki buraya da yazarsam mecbur kalır zorlarım canım kendimi 😍😍
Yapılacaklar :
Tüm kutulananlar evden gidecek .
Bakılması gereken detay dolu 3 kutu her fırsatta ayrıştıralacak.
Arka balkon bahara kadar gün ışığı alacak..
1 ocak yeni başlangıç olacak.
Hadi bakalım ,
2023 te ''yaşasın sade keyifli mutlu hayat '' mottom olacak, olmalı ..
Bir sonraki kendime terapi yazımda oohh bitti gitti fazla olan herşey lazım olana ulaştırıldı, ferahladım demek niyetiyle ben arka balkona gideyim, hazır bugün iyi bir boşluk yakalamışken..
Sevgiyle..
Şermin..
Hiç yorum yok